KVKK & GDPR Uyum Rehberi: Veri Koruma Alanında Şirket Sorumluluklarını Anlamak
KVKK ve GDPR Nedir? Benzerlikleri ve Farklılıkları
Kişisel verilerin korunması artık yalnızca hukuki bir yükümlülük değil aynı zamanda şirketlerin itibarını ve müşteri güvenini doğrudan etkileyen bir unsur haline gelmiştir. Türkiye’de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) 2016 yılında yürürlüğe girerken, Avrupa Birliği’nin Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) 2018’de uygulanmaya başlamıştır. Her iki düzenleme de kişisel verilerin şeffaf, ölçülü ve hukuka uygun şekilde işlenmesini zorunlu kılar.
Benzerlikler açısından KVKK ve GDPR, veri işleme ilkeleri, ilgili kişilerin hakları ve veri sorumlusunun yükümlülükleri bakımından büyük ölçüde örtüşür. Farklılıklar ise uygulama alanında ortaya çıkar: KVKK yalnızca Türkiye’deki faaliyetler için geçerliyken, GDPR Avrupa Birliği vatandaşlarının verilerini işleyen tüm şirketleri kapsar. Bu nedenle küresel ölçekte faaliyet gösteren şirketler, iki düzenlemeye aynı anda uyum sağlamak zorundadır.
Veri Sorumlusu Olarak Yükümlülükleriniz: Aydınlatma Metinleri, Açık Rıza ve Veri Envanteri
Bir şirket veri sorumlusu sıfatıyla kişisel verilerin güvenli işlenmesinden doğrudan sorumludur. Bu sorumluluk yalnızca hukuki metinlerle sınırlı kalmaz; günlük iş süreçlerine de yansır.
- Aydınlatma Metinleri: Kişisel verilerin hangi amaçla, ne kadar süreyle ve hangi hukuki dayanakla işlendiği açıkça belirtilmelidir.
- Açık Rıza: Özellikle sağlık, biyometrik veya finansal veriler gibi özel nitelikli verilerde açık rıza şarttır. Rızanın özgür iradeye dayanması ve her zaman geri çekilebilir olması gerekir.
Veri Envanteri: Şirketler hangi verileri işlediğini, bunları hangi sistemlerde sakladığını ve hangi üçüncü taraflarla paylaştığını düzenli olarak kayıt altına almak zorundadır. Bu envanter, olası denetimlerde şirketin en kritik karnesi olacaktır.
Çalışan Kişisel Verilerinin Korunması: İş Süreçlerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Birçok şirket KVKK ve GDPR uyumunu müşteri verileriyle sınırlı görür, oysa çalışan verileri en az müşteri verileri kadar hassastır. İK süreçlerinde bordro verilerinin saklanması, performans değerlendirmelerinin dijital sistemlere kaydedilmesi, iş başvurularında özgeçmişlerin depolanması gibi çok sayıda noktada kişisel veri işlenir.
- Burada öne çıkan risklerden bazıları şunlardır:
- Çalışan verilerinin gereğinden uzun süre saklanması.
- İşlenme amacı dışında kullanılması (ör. sağlık raporlarının farklı departmanlarla paylaşılması).
- Yetkisiz kişilerin erişimine açılması.
Bu nedenle şirketlerin, çalışan verilerinin korunması için özel politikalar geliştirmesi ve düzenli farkındalık eğitimleri düzenlemesi gerekir.
Veri İhlali Durumunda Ne Yapmalı? Bildirim Prosedürleri ve Cezalar
Veri ihlali senaryoları genellikle beklenmedik anlarda ortaya çıkar: yanlış kişiye e-posta gönderilmesi, bulut depolama hesaplarının hacklenmesi, taşeron firmanın gerekli güvenlik önlemlerini almaması…
Böyle bir durumda şirketlerin hızlı hareket etmesi gerekir. GDPR, ihlalden itibaren 72 saat içinde ilgili otoriteye bildirim yapılmasını şart koşar. KVKK’da ise “en kısa sürede” ifadesi yer alır. İhlalin bildirilememesi yalnızca para cezasıyla sonuçlanmaz aynı zamanda şirketin itibarına kalıcı zarar verir.
Etkin bir ihlal yönetimi için şirketlerin:
- Olay müdahale ekipleri oluşturması,
- Hazır şablon bildirim prosedürleri hazırlaması,
- Olay sonrası kök neden analizleri yapması gerekir.
Neden KVKK/GDPR Danışmanlığı Almalısınız?
Uyum süreci yalnızca hukuki bilgi değil aynı zamanda teknik altyapı, süreç yönetimi ve insan faktörünü de kapsar. Şirketlerin kendi iç kaynaklarıyla bu süreci yönetmeye çalışması zaman ve maliyet açısından verimsiz olabilir.
Profesyonel danışmanlık almanın faydaları şunlardır:
- Olası risklerin erken tespit edilmesi.
- Denetim ve yaptırımlara hazırlıklı olunması.
- ISO 27001 gibi uluslararası standartlarla uyumun sağlanması.
- Çalışan farkındalık eğitimlerinin sistematik olarak verilmesi.
- Sürdürülebilir bir veri güvenliği kültürünün oluşturulması.
Ixpanse Teknoloji olarak biz, KVKK ve GDPR uyum sürecini yalnızca bir yasal gereklilik değil şirketlerin dijital dönüşüm stratejisinin parçası olarak görüyoruz. İş ortaklarımıza yalnızca mevzuata uyum sağlamaları için değil aynı zamanda güven temelli bir iş kültürü inşa etmeleri için destek veriyoruz.